MEKAN BURADA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MEKAN BURADA

TÜRKİYE'NİN EN İYİ GENÇLİK PLATFORMU
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

Iki Siginma ve Medeniyet Farki

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
Admin
Admin
Admin
Admin

Erkek
Yaş : 29 Kayıt tarihi : 14/08/08 Mesaj Sayısı : 142

MesajKonu: Iki Siginma ve Medeniyet Farki   Iki Siginma ve Medeniyet Farki Icon_minitimeSalı Ağus. 19, 2008 3:31 am

Iki Siginma ve Medeniyet Farki


Yazili tarihte gercek mânâda cihan devleti olabilme vasiflarini tasiyan ilk imparatorluk kurucusu olarak MO 300'lu yillarda yasamis olan Iskender'i goruyoruz. Ancak bunun devleti sadece kendisiyle kâim olmus ve olumu uzerine silinip gitmistir. Ayni sekilde, MS 1200'lu yillarda boy gostermis olan Cengiz
ve 1400'lu yillarin hâkimi Timur Imparatorluklari da bir saman alevi gibi parlayip sonmuslerdir.

Tarihe damgasini en derin vuran iki devlet, Roma ve Osmanli Imparatorluklaridir. Bunlardan birincisi dunya hâkimiyetine MO 46 yilindan yani Sezar devrinden itibaren ulasmis, bunu M.S. 283 tarihinde ikiye bolunme surecine girinceye kadar, 329 yil surdurebilmistir. Osmanlilar ise, ayni derecedeki hâkimiyete
1430-1769 tarihleri arasinda, 339 yil sahip olabilmistir.

Tilapia baliklarina canli canli kole cocuklarini yediren Bati'nin medâr-i iftihâri Roma
ile, yedigi uzumun bedelini dusman baginin kutugune asan Osmanli'nin mukayesesini okuyucularin vicdanlarina havale ederken, yine Bati'nin cok medenî bir devleti olan Ingiliz Imparatorlugu ile Osmanli'yi baska bir yonden karsilastirabiliriz.

Hindistan'dan Misir'a ve Amerika'ya kadar dunyanin cok buyuk bir kismini elinde bulunduran
Ingiliz Imparatorlugu, son asirlarin onemli buyuk devletlerinden olmustur. Kisa bir devre icin hâkimiyeti Fransa'ya kaptirmakla birlikte (Napolyon devri), Ingilizlerin dunya ustunlugu 1769 yilindan 1945'lere kadar devam etmistir.

Saltanatin kaldirilmasi uzerine 1922 yilinda Ingiliz Imparatorlugu'na siginmak
mecburiyetinde birakilan Sultan Vahdettin ve yanindakilerin, masraflarinin hesabi, gelislerinin daha ilk haftasinda sorulmaya baslanmistir. Ilk suali Ingilizlerin onemli yayin organlari "Duspatch" dergisi; "Sâbik Sultan ile 9 kisilik maiyetinin haftalik 100 silin dolaylarinda olan masrafini Ingiliz vergi mukellefleri mi odeyecektir?" seklinde sormustur. Konu Parlamento'ya sicramistir. Milletvekillerinden Mr. Keller, Disisleri Bakani
Lord Curzon'a Sultan Vahdeddin'in gunluk masrafinin ne oldugu ve nereden karsilandigiyla ilgili bilgi talebinde bulunmustur. Baska bir milletvekili Mr. Sexton ise, cok daha ileri giderek sâbik Padisah'in Ingiliz issizler sinifina yazilmasi halinde kendisine haftada 15, hanimlarinin her birine birer silin odenebilecegini soyleme kustahliginda bulunmustur. Mâliye bakani, Sultanin
20-30 Kasim 1922 tarihleri arasindaki masraflarini uzun bir liste hâlinde yayimlamistir. Meselâ, cep feneri masrafi 5 sterlin 11 silin'dir. Su masrafi, 1 sterlin 7 silin 4 penny'dir. Ziyaretci imza defteri masrafi 1 sterlin 3 silin'dir. Nihayet Sultan Vahdeddin bu hakaretlere daha fazla dayanamayip, once Arabistan'a gitmis, sonra Avrupa'nin baska bir devletine yerlesmistir.

Halbuki Vahdeddin, Ingiltere'ye elinde -muhtemelen- sadece giyeceklerinin bulundugu bir
bavulla gitmisti. Yani, bazilarinca maalesef vatana ihanetle suclanan bu Padisah, yaninda devletin hazinesine ait kiymetli hicbir sey goturmedigi gibi; kendi mulkiyetinde olan altin, gumus, inci, mucevher vs. gibi degerli baska bir sey de almamis, milletinin mali bildigi hicbir seyi yurt disina goturmemisti.
Oysa, sadece bugun Topkapi Sarayi'nda bulunan bazi elmaslari alsa idi, hem kendisinin hem de ailesinin omur boyu masraflarini rahatca karsilayabilirdi.

Sultan Vahdeddin 1926 yilinda 65 yasinda iken Italya'nin San Remo sehrinde vefat
ettiginde, borclarindan dolayi cenazesine haciz konulmustu. Bu borclari Suriye Devlet Baskani Ahmed Nâim Bey tarafindan odenmis ve Sultan "bir Musluman ulkede gomulmeyi" vasiyet etmis oldugundan cenazesi Sam'da defnedilmistir.

Diger taraftan, yine mâlûm oldugu uzere 1700'lu yillarin baslarinda Isvec Krali XII.
Sarl (Karl) Ruslara yenilerek 50 kisinin uzerindeki maiyetiyle Osmanlilara siginmistir. Onun bu ilticasi, bugunku Moldova Dinyeper Nehri'nin kiyisindaki kalesinde bes yildan fazla devam etmistir. Kral ve beraberindekilerin butun masraflari Devlet-i Âliye'nin hazinesinden karsilanmistir. Hatta o yillarda
Avrupa'nin diger krallari Osmanli sadrazamina denk tutulurken, misafirliginin hurmetine Ucuncu Ahmet bu aziz konugunu protokolde kendisine esit tutmustur.

Bender kasabasini cok begenen ve hatta burada kendine bir kosk de insa ettiren Sarl,
Osmanli'nin asaletini ve yuksek vasiflarini bakin nasil ifade ediyor:
"Poltova'da esir oluyordum. Bu benim icin bir olum idi. Kurtuldum. Bug nehri onunde tehlike daha da kuvvetli olarak belirdi. Onumde su, ardimda dusman, tepemde cehennemler puskuren gunes... Su beni bogmak, dusman beni parcalamak, gunes beni eritmek istiyordu. Yine kurtuldum. Fakat bugun esirim. Osmanlilarin esiriyim. Demirin, suyun, atesin yapamadigini onlar yaptilar. Beni
esir ettiler. Ayagimda zincir yok. Zindanda da degilim. Hurum, her istedigimi yapiyorum. Lâkin yine esirim. Sefkatin, comertligin, asaletin ve nezaketin esiriyim. Osmanlilar beni iste bu elmas bagla bagladilar. Bu kadar sefkatli, bu kadar âlicenap, bu kadar asil ve bu kadar nazik bir milletin arasinda esir olarak yasamak bilsen ne kadar tatli."

Bu ifadelerden sonra yorumu sizlere birakiyoruz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Iki Siginma ve Medeniyet Farki

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MEKAN BURADA :: Medya :: Türk Tarihi ve Mehmetçik -
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar